79’uncu BM Genel Kurulu açılışında kürsüye çıkarak konuşma yapan Zelenski Batılı müttefiklerinden dayanak talebini tekrarladı.
Zelenski’nin üç aydır bahsettiği yeni barış planını BM kürsüsünden dünyaya anlatmak yerine Rusya’nın güç kullanılarak dize getirilmesi gerektiğini tekrarlaması Rusya ile Ukrayna arasında ‘savaşa devam’ sinyali olarak algılandı.
“ORTAK SALDIRI” OLARAK DEĞERLENDİRİLECEK
Zelenski’nin sözleri Rusya’yı kızdırırken, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Güvenlik Kurulu toplantısı sonrası, Moskova’nın nükleer silah kullanımı için belirlediği doktrinde yaptıkları güncellemeyi kamuoyuyla paylaştı.
Buna nazaran Rusya, nükleer güce sahip olmayan bir ülkenin, nükleer güce sahip bir ülke dayanağıyla Rusya’ya saldırması durumunda bunu “ortak saldırı” olarak kıymetlendirecek.
ÇİN’İN UYARISI İŞE YARAMADI
Rusya’nın müttefiklerinden Çin, nükleer silahlar hususuyla ilgili “itidal” daveti yaparken, Çin Devlet Başkanı Şi Cinping’in Putin’i nükleer silah kullanımına karşı uyardığı ileri sürülmüştü. Lakin kelam konusu ikazlar, Putin’i Çarşamba akşamı Güvenlik Kurulu toplantısından sonra nükleer silahlarla ilgili güncellemeyi açıklamaktan alıkoymadı.
Yeni nükleer doktrine nazaran, Moskova’ya karşı konvansiyonel füze atakları da nükleer silaha başvurmak için bir şart olarak kabul edilebilecek.
Putin, Rus topraklarına yönelik ve ülkenin egemenliği için “kritik tehdit” olarak yorumlanacak ağır füze atışı, savaş uçağı ve drone saldırısı tespit edildiği halde, bunun nükleer silah kullanımı ihtimalini doğurabileceğini açıkladı.
“DEVLETİMİZİN EN KIYMETLİ GARANTİSİ”
Doktrini açıklayan Putin, “nükleer olmayan bir ülkenin saldırganlığı, nükleer güce sahip bir ülke takviyesi ya da iştiraki olduğu durumda, ortak hücum olarak değerlendirilecektir” dedi.
Rus önder, “nükleer silahlar, devletimizin ve vatandaşlarımızın güvenliğinin en kıymetli garantisi” diye konuştu.
DİKKAT ÇEKEN ZAMANLAMA
Putin’in dün akşam yaptığı açıklamalar, Ukrayna’nın Batı’dan aldığı uzun menzilli füzeleri Rus topraklarındaki maksatları vurmak için kullanma tarafında müttefiklerinden onay almaya çalıştığı bir sırada gerçekleşti.
Ukrayna, nükleer gücü olmayan bir ülke olsa da ABD ve öteki nükleer güce sahip ülkeler tarafından askeri olarak destekleniyor.
UKRAYNA’DAN BİRİNCİ TEPKİ
Putin’in nükleer silah şartlarıyla ilgili açıklamalarına Ukrayna’dan birinci reaksiyon, Zelenskiy’in özel kalemi Andriy Yermak’tan geldi.
Yermak, Rusya’nın “dünyanın gözünü korkutmak için nükleer şantaj yapmaktan öbür elinden bir şey gelmediğini” söyledi.
ŞİMDİYE KADARKİ EN GÜÇLÜ UYARI
Putin nükleer silah tehdidini daha evvelden de gündeme getirmişti. Haziran ayında Ukrayna’ya dayanak veren Avrupa ülkelerini uyararak, Rusya’nın Avrupa kıtası ve hatta ABD’nin elindekilerin toplamından daha çok taktik nükleer silaha sahip olduğunu söyleyen Putin, Avrupa’nın erken ikaz sistemi geliştirmediğini ve bu manada savunmasız olduğunu vurgulamıştı.
Ukrayna Rusya’dan gelen son hamleyi ‘şantaj’ olarak değerlendirse de Batı medyası birebir fikirde değil. İngiliz Guardian gazetesine nazaran gelen son açıklamalar Putin’in Batı’ya yönelik ‘en güçlü’ uyarısı oldu.
AP haber ajansı ise hususla ilgili haberinde “Moskova’nın nükleer doktrininde yapılan revizyon açıkça Batı’nın Ukrayna’nın Rusya’ya uzun menzilli silahlarla saldırmasına müsaade vermesini engellemeyi amaçlıyor ve Rusya’nın nükleer cephaneliğini mümkün kullanma eşiğini kıymetli ölçüde düşürüyor üzere görünüyor.” tabirlerini kullandı.
İkinci Dünya Savaşı’nın sona ermesinden bu yana, nükleer silaha sahip ülkeler caydırıcılık siyasetiyle hareket ediyor. Bu siyaset, nükleer silaha sahip bir ülkenin başkasına yönelik nükleer saldırısına, karşı tarafın birebir biçimde karşılık vereceği ve iki tarafın da büsbütün yok olması ile sonuçlanacağı aslına dayanıyor.
Ancak kimi taktik nükleer silahlar daha küçük savaş başlığına sahip ve yaygın radyoaktif serpintiye neden olmadan amaçları vurmak üzere tasarlandılar.